18 Kasım 2017 Cumartesi

AHLAK

Arapça "hulk" kelimesinin çoğulu olup "huy ve karakter" anlamına gelen "ahlâk" huylar demektir. Ahlak, her iyi huyu benimsemek ve her kötü huydan sıyrılmaktır. İyilik yapmak ve kötülüklerden sakınmak için uyulması gereken kuralları öğreten bir ilimdir. İnsandaki manevî değerler ve davranışlar topluluğudur. İnsan maddi ve manevî olmak üzere iki ayrı yapının birleşiminden oluşmaktadır. Maddî yapımız beden olarak ortaya çıkarken manevî yapımız ruh olarak belirir. Ruhun eseri huylarımızdır.
İyi olan huylara "Ahlâk-ı hasene=güzel huylar", kötü huylara da "ahlâk-ı seyyie=çirkin huylar" denilmektedir. İnsanın huyları ahlâkın konusunu oluşturduğuna göre mutluluğu da gayesini meydana getirmektedir.
Ahlak, insana iyi huylarla donatmanın ve kötü huylardan kaçınmanın yollarını, doğru inancı, doğru düşünmeyi ve faydalı davranışlarda bulunmayı öğretir.
İslâm'ın Getirdiği Ahlak Anlayışı
İslâm önce imanı, sonra ibadeti emreder. İman eden ve ibadet eden müslümanın da ahlâklı olmasını ister. Sadece iman, hatta sadece imanla ibadet yetmez. İnsan aynı zamanda güzel ahlâk sahibi olmalıdır. Çünkü İslâm'a göre imanla ahlâk arasında sıkı bir ilişki vardır. İyi ahlâklı insanların imanları da sağlamdır.
Kur'an-ı Kerîm'in pek çok âyetlerinde güzel ahlâk tavsiye edilirken, müslümanların kötü ahlâktan da sakınmaları bildirilmektedir. Kur'ân-ı Kerîm'de "şüphesiz sen en büyük ahlâk üzeresin" buyurulan Peygamberimiz (s.a.v.) ahlâk hakkında şöyle söylemektedir:
"Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim "Sizin en hayırlınız ahlâkı en iyi olanınızdır". "Sirke balı nasıl bozarsa kötü ahlâk da ameli öyle bozar" "Allahım, senden sıhhat afiyet ve güzel ahlâk dilerim".
Peygamber Efendimiz, tebliğ ettiği güzel ahlâkı yaşayarak müslümanlara örnek olmuştur.
İslâm'ın getirdiği ahlâk anlayışını Kur'an-ı Kerim'de ve Sevgili Peygamberimizin davranışlarında ve onun yolunda yürüyen ashab ile tarih boyunca bunları takip eden değerli kişilerin hayatlarında görmemiz mümkündür.

Ahlakın Fert Üzerindeki Tesirleri
Ahlaklı kişiler sağlam inançlı ve ibadetlerini en temiz duygularla yapan pırlanta gibi kişiler olurlar. Allah'tan korkanlar da yalan, dedikodu, gıybet, iftira, kibir, haset, fesat, zulüm, öfke gibi kötülüklerden korunurlar. Ahlaklı kişiler doğru, dürüst sabırlı olurlar. Yardımsever olup yoksullara öksüzlere şefkat gösterirler, çalışkan olurlar. Vazifelerini bilirler, din vatan ve milletini severler, bu uğurda her çeşit fedakarlığa katlanmasını bilirler. Temizliğe dikkat ederler, hem bedenleri hem de ruhları, kalpleri tertemiz olur. Hiç kimse hakkında kötü kanaat taşımazlar. Edepli olurlar, kendilerini küçültecek davranışlardan kaçınırlar.

Ahlakın Cemiyet Üzerindeki Tesiri
Ahlaklı toplumlarda birlik ve bütünlük vardır. Haksızlık yapılmaz, herkes vazifesini ve hakkını bilir. Böyle bir toplumun fertleri sorumluluk duygusuna sahiptirler. Aileden başlayarak bütün bir toplumda karşılıklı güven, sevgi ve saygı hâkimdir. Huzur ve manevi bir yüceliş vardır. Böyle bir toplumda halk çalışkandır. Bu durum maddi zenginliği artırır, devlet güçlenir, medeniyet yükselir. Maddî ve manevî bakımdan güçlenen toplum kendisinde düşmanlarına karşı koyacak kuvvet hisseder, millet ve devlet bütünlüğü sağlanır.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder