19 Kasım 2017 Pazar

VAKIF

Bir malın kendisi sahibinin mülkü hükmünde kalmak üzere sağladığı faydanın belli bir gaye ve yöne tahsis edilmesidir.
Vakfetmek, malı sahibinin mülkü olmak üzere bırakmak ve o malın menfaatlarını sadaka olarak vermek demektir. Hakimin kararı ile tescil edilmeyen mal sahibinin vasiyetine bağlı bulunmayan vakıf geçerli olmaz.
Bir kimsenin, başkası ile ortak bir yerini hakimin kararı olmadan vakfetmesi caiz olmaz.
Vakfın caiz olabilmesi için sonucunu hiç kesintiye uğramayan ebedi bir yöne çevirmek şarttır.
Vakıf olan mal satılamaz ve bir kimseye mülk olarak verilemez. Vakfeden tarafından şart olmasa daha vakfın ayakta durması için herşeyden önce geliri ile vakfın tamiratı yapılır.
Vakıf yapan kimsenin hayatta kaldığı müddetçe vakfın gelirinin tamamını veya bir kısmını kendisine ayırması caiz olur. Mütevelli olmak hakkı da vardır.
Mütevelli güvenilir bir kimse değilse, hakim, vakfı bunun elinden alır ve başka bir mütevelli tayin eder.
Bir mescid yapan kimse onun yolunu kendi yerinden ayırıp içinde insanların namaz kılmalarına izin vermediği müddetçe bu bina kendi mülkiyetinden çıkmaz.
Hastalık halinde yapılan vakıf vasiyyet olur.
Vakıf olan bir kervansaraya ihtiyaç kalmazsa onun vakfı, kendisine en yakın olan diğer kervansaraya nakledilir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder