18 Kasım 2017 Cumartesi

FAİZ

Faiz, belirli bir müddet için ödünç olarak verilen nakit sermaye karşılığında aylık veya yıllık kazanç sağlamaktır.
Faiz sisteminde, sermayeyi alan zarar da etse faiz yine ödenir. Kârın oranı büyük olsa, oran yine değişmez.
Buna karşılık "mudârebe ortaklığı"nda işletme kâr etmez ise, sadece çalışanın emeği boşa gidecek, sermaye kâr etmemiş olacaktır.
İşletme zarar ederse, işletmecinin emeği boşa giderken sermayede zarara katlanacaktır. İşletme kâr ederse, bu kâr emek ile sermaye arasında önceden konuşulan nisbetde taksim edilecektir. Zarar ihtimali yanında kâr etme düşüncesi vardır.
İhtiyaca harcamak için alınmış ise, bu durumda sıkıntı daha da büyük olacaktır.
Teşebbüs ve yatırım sermayesi yapılacak kredi (karz) konusunda faizin yerine "mudârebe"yi getiren İslâm hukûku, ihtiyaç yani tüketim için mecbur kalınacak istikraz konusunda borç yerine zekât müessesesini getirmiştir.
Allahu Teâlâ; faizi, sebep olduğu yıkıcı zararları dolayısıyla, Kur'ân-ı Kerîm'inde; "Allah, alış-verişi helâl; faizi haram kıldı" (Bakara suresi, ayet: 275) emriyle yasaklamıştır.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder