Bulunan bir malı yerden alıp kaldırmak,
ona hiç dokunmamaktan daha iyidir. Eğer o malın zayi olacağından
korkulursa onu alıp saklamak vacib olur.
Lukatayı bulan onu sahibine vermek için aldığına şahid tutarsa, yanında
emanet olarak kalır. Sahibine vermek için aldığına şahit tutmamışsa
(telef ettiğinde) onun kıymetini öder. Kaybolan malı bulan bundan sonra
artık sahibi aramaz diye bir kanaata sahip olacağı zamana kadar
bulduğunu ilan eder. Bundan sonra malın sahibi gelirse malını alır.
Gelmezse bulan isterse fakirlere sadaka olarak dağıtır, isterse de
yanında tutar. Fakirlere verildikten sonra sahibi gelir de bu tasadduku
kabul ederse, sevabı kendisinin olur. Kabul etmezse onun kıymetini
bulana veya fakire ödetir. Eğer fakirin elinde aynen duruyorsa, malını
geri alır. Fakir veya bulandan kıymetini hangisi öderse, diğerine dönüp
de onu alamaz. Bulunan mal bir zengine sadaka olarak verilemez. Bulan
fakir ise kendisi faydalanır.
Bozulacak malların ilanı bozulmalarından korkulduğu zamana kadar yapılır.
Bulunan malın ilanı, insanların toplu bulundukları yerlerde ve malın bulunduğu yerde yapılır.
Bir kimse, bulunan malın kendisinin olduğunu iddia ederse delil
getirmesi icab eder. Eğer onun işaretlerini söylerse malın ona verilmesi
caiz olur. Fakat bulana vermesi için zorlanamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder