"Ziyaret etmek, kast etmek" anlamına gelen hac ihrama girip zamanında Arafat'ta vakfe (durmak) ve Kabe'yi ziyaret etmek"tir.
Haccın Farziyeti ve Hükümleri
İslâm'ın şartlarının sonuncusudur. Farz olduğu kitap, sünnet, İslâm
alimlerinin icmalarıyla (görüş birliği) sabittir. Kur'an-ı Kerim'de
"Hacca gidip gelmeye gücü yetenlere Allah için Kabe'yi ziyaret etmek
farzdır" (Ali İmran suresi, ayet: 97), buyurulur. Resulullah (s.a.v.)
"Ey insanlar. Allahu Teâlâ size haccı farz kıldı, haccediniz"
buyurmuştur.
Hac gücü yetenlere farzdır. Peygamberimizin son yıllarında farz kılınmıştır.
Hac hem mali hem bedeni bir ibadettir. Bir çok dini ve dünyevi faydaları
vardır. İslâmın son gayesini temsil eder. Oruçla kötü arzulardan
kurtulan, zekatla fedakarlık duyguları gelişen, namazla ruhen yükselen
mü'min ancak bu halleri kazandıktan sonra Allah'a layık bir kul
olabileceği için hac ile de kendisini Allah'a arz ve takdim eder.
İçinde, şeytan taşlaması, Arafat'da toplanması, kurban kesmesi, kendine
helal olan şeyleri haram kılmasıyla bir çok hikmetleri vardır.
Haccın Farzları
1- İhram: Helal olan şeyleri kendine haram kılmaktır. Aynı zamanda
hacıların giydiği dikişsiz elbiseye, büründükleri iki havluya "ihram"
denilir.
2- Arafat'da vakfe: Mekke yakınında bulunan Arafat dağında Zilhicce
ayının dokuzuncu (arefe) günü zeval vaktinden Kurban bayramının birinci
günü fecrin doğuşuna kadar olan zaman içinde bir süre durmaktır.
3- Kabe'yi tavaf: Arafat'da vakfeden sonra bayramın birinci günü
başlayıp ömrünün sonuna kadar bir süre içinde Kabe'yi ziyaret etmektir.
Hac Kimlere Farzdır:
1- Müslüman olmak,
2- Akıllı ve ergenlik çağına gelmiş olmak,
3- Hür (serbest) olmak,
4- Haccın farz olduğunu bilmek,
5- Haccı yerine getirecek kadar vakit bulmak,
6- Kendisinin yol ihtiyacını karşıladığı gibi hacca gidip gelinceye kadar ailesinin de nafakasını temin etmek.
Haccın edâsının şartları
1- Vücudca sağlıklı olmak; kör, kötürüm, hac yolculuğuna dayanamayacak derecede hasta ve yaşlı olmamak.
2- Hacca gitmesine engel bulunmamak (hapisde olmak gibi).
3- Yol güvenliğinin bulunması.
4- Kadının yanında kocası veya evlenmesi câiz olmayan bir mahreminin bulunması,
5- Kocası ölmüş veya boşanmış bir kadının iddet süresinin bitmiş olması.
Haccın Vacipleri
1- İhrama Mikat'da girmek,
2- İhramlıya yasak olan şeyleri terk etmek
3- Arafat'da güneş batıncaya kadar durmak,
4- Bayram sabahı tan yerinin ağarmasından güneş doğuncaya kadarki süre içinde Müzdelife'de bir miktar durmak,
5- Mina'da şeytan taşlamak,
6- Temettu' ve Kıran Haccı yapanların kurban kesmesi,
7- Dört şavtı farz olan ziyaret tavafını yediye tamamlamak,
8- Ziyaret tavafını Kurban Bayramı günlerinde yapmak,
9- Memleketine dönerken veda tavafı yapmak,
10- Tavaf sırasında abdestli ve avret yerleri kapalı olmak,
11- Tavafda Hacerü'l Esved yönünden başlamak, Kabeyi sola alarak tavaf etmek ve bunu yürüyerek yapmak,
12- Her tavaftan sonra iki rekat namaz kılmak,
13- Tavafı, hatimin dışından yapmak,
14- Safa ile Merve arasında yedi defa sa'y etmek (gidip gelmek),
15- Sa'y'e Safa'dan başlamak, özürü olmayanların Sa'y'ı yürüyerek yapmaları,
16- Mina'da taşlar atıldıktan sonra Mekke'nin Harem'inde, Kurban Bayramının ilk üç gününde saçlarını tıraş etmek.
Haccın Çeşitleri
A- Hüküm Yönüyle Hac Üç Kısımdır:
1- Farz olan hac: Şartlarını taşıyanların ömründe bir defa Hac yapmaları farzdır.
2- Vacip Olan Hac: Adanan veya başlanmışken bozulan nafile bir haccın yerine getirilmesi vacibdir.
3- Nafile Olan Hac: Mükellef olmayanların, farz haccı yerine getirmiş kimselerin yaptıkları haclar nafiledir.
B- Yapılış Yönüyle Hac Üçe Ayrılır:
1- İfrad Haccı, 2- Temettu Haccı, 3- Kıran Haccı.
Haccın Yapılışı
Hac yapmak isteyen, helalinden kazandığı parayla borçlarını öder, kazaya
kalmış ibadeti varsa tamamlamaya çalışır. Tevbe, istiğfar ve iki rekat
namazdan sonra niyet edip, eş dost ve aile fertleriyle helallaşır.
Mikat yerinde yıkanır, gerekli temizliğini yapar ve ihrama girer. İki
rekat namaz kılar, "Ya Rabbi ben haccetmek istiyorum onu bana kolay kıl
ve onu benden kabul et" diye dua eder. Sonra telbiyede bulunur, zaman
zaman telbiyeye devam eder. Mekke'ye varacağı zaman yıkanır veya abdest
alır. Dua yaparak kudum tavafını (varış tavafını) yapar. Sonra Safa ile
Merve arasında yedi defa sa'y eder.
Zilhicce ayının sekizinci günü sabah namazını Mekke'de kılıp Mina'ya
çıkar. Arefe (zilhiccenin sekizinci günü) günü sabahleyin Arafat'a
hareket eder. Güneş batıncaya kadar Arafat'da vakfeyi yerine getirmek
için durur. Akşam namazını Müzdelife'de yatsıyla beraber kılar. Geceyi
Müzdelife'de geçirir.
Bayramın birinci günü Cemre-i Akabe'ye yedi taş atar. Dilerse kurbanını
bu gün kesebilir. Telbiyeye de son verir. Tıraş olur, eşiyle yakınlıktan
başka her şey helal olur. Kabe'ye gelerek ziyaret tavafını yapar.
Bayramın ikinci, üçüncü ve dördüncü günleri olmak üzere üç gün Mina'da
bulunur. Cemre-i ula, Cemre-i vusta, Cemre-i akabe sırasını gözeterek
herbirine ayrı ayrı yedişer taş atar. Eğer memleketine dönecekse veda
tavafını yapar, iki rekat namaz kılar, zemzem suyundan içer isterse
Peygamberimizin kabrini ziyaret için Medine'ye gider.
İhramlıya Yasak Olan Haller
1- Dikişli elbise giymek,
2- Hanımıyla cinsi yakınlık, öpmek, okşamak,
3- Güzel koku sürünmek,
4- Av hayvanlarını avlamak veya avcıya göstermek,
5- Yeşil ağaç ve otları kesmek veya koparmak
6- Tıraş olmak, saçları kısaltmak.
UMRE
Belirli bir zamana bağlı kalmadan usulüne göre ihrama girdikten sonra tavaf etmek, sa'y yapmak ve tıraş olmakdır.
Umre; sünnet olup, belirli bir zamanı yoktur. Arefe ve onu izleyen
Kurban Bayramı günleri (senede beş gün) hariç, her zaman umre
yapılabilir.
Umrenin yapılışı
Umre için, "Mikat" sınırları dışında gerekli temizliği yaptıktan sonra,
umreye niyet edip telbiye (Lebbeyk Allahümme Lebbeyk.." getirerek ihrama
girer. Mekke'ye varınca, usûlünce Kâbe'nin etrafında umre tavafını
yapar. Tavaf bitince iki rekat "Tavaf Namazı" kılar. Sonra Safâ ile
Merve arasında Umre'nin sa'yını yapar. Sa'yı bitirince tıraş olur ve
ihramdan çıkar.
KURBAN
Allah rızası için Kurban Bayramı günlerinde, kurban olabilen hayvanları kesmektir.
Sadaka-ı fıtr vacip olan kimselere kurban kesmek de vacibtir. Kurbandan
maksat kan akıtmaktır. Sağ olarak fakirlere bağışlanan hayvanlar kurban
edilmiş olmazlar.
Kur'an-ı Kerim'de "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" (Kevser suresi,
ayet: 2) emredilirken, Peygamberimiz (s.a.v.) "hali vakti yerinde olup
da kurban kesmeyen namazgahımıza yaklaşmasın" buyurmuştur.
Kurbanı Kimler Keser
1- Müslüman olmak, Müslüman olmayanlara vacip değildir.
2- Hür olmak; köleler ve cariyeler kurban kesmekle yükümlü değildirler.
3- Yolcu olmamak: İslâm'da yolcu olarak kabul edilenler de kurban kesmeyebilirler.
4- Zengin olmak: Asıl ihtiyaçlarından fazla nisab miktarı mala sahip olması gerekir.
5- Akıllı ve ergenlik çağına girmiş olmak, çocuklar ve akıl hastalarına kurban kesmek vacip değildir.
Kurban Edilen Hayvanlar
1- Koyun ve keçi bir yaşını bitirmiş olmalıdır. Bir yaşındaki hayvan
gibi gösterişli olan yedi sekiz aylık kuzu kurban olabilir.
2- Sığır ve manda, iki yaşını bitirmiş olmalıdır.
3- Deve, beş yaşını bitirmiş olmalıdır.
Koyun ve keçi birer kişi için, sığır, manda ve deve de yedi kişiye kadar kurban olabilir.
Kurbanın Kesilişi
Kurban bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günleri kesilir. Kesim işi,
bayram namazı kılınan yerlerde bayram namazından sonra, kılınmayan
yerlerde ise fecirden sonra başlar.
Gücü yetiyorsa sahibinin kesmesi daha iyidir. Eğer kesemiyorsa, kesen
kimsenin yanında bulunması elini kasabın eli üzerine koyarak ikisininde
besmele okuması gerekir.
Kurban kesileceği yere nazikçe götürülmeli kesim işinde keskin bıçak kullanılmalı, hayvana eziyet edilmemelidir.
Kesilecek hayvan kıbleye karşı yatırılır. Ayakları bağlanır. Hazırlanmış
keskin bıçak "Bismillahi Allahu Ekber" denilerek hayvanın boğazına
sürülür.
Hayvanın derisi, canı tamamen çıktıktan sonra yüzülmelidir. Kurban kestikten sonra iki rekat şükür namazı kılınması iyi olur.
Kurban Etinin ve Derisinin Hükmü
Adak kurbanı dışındaki her çeşit kurbandan sahibi faydalanabilir. Kurban
etinin efdal olan kullanma şekli üç parçaya bölünmesidir. Bir parçası
fakirlere ve yoksullara dağıtılır. Bir bölümü akraba ve hısımlara hediye
edilir, son bölümü ise aile fertlerinin ihtiyacı için ayrılır. Ailesi
kalabalık olan orta halli kimseler kurban etinin tamamını evinde
yiyebilir.
Kurbanın derisi hayır kurumlarına veya fakirlere verilir, yahutta evde
kullanılabilir, satıp parasını almak mekruh olduğu gibi kurban
kesilmeden önce tüyünden gücünden ve sütünden faydalanmak da mekruhtur.
Kesildikten sonra yünleri kırpılıp kullanılabilir.
Kurban Çeşitleri
Yılda bir vacip olarak kestiğimiz kurbandan başka iki çeşit kurban vardır.
1- Adak Kurbanı: "Şu işim şöyle olursa bir kurban keseceğim" diyen bir
kimsenin işi, söylediği gibi olursa kurban kesmesi vacib olur. Bu çeşit
kurban fakirin hakkıdır. Sahibi, bakmakla yükümlü olduğu yakınları
yiyemez. Yiyecek olurlarsa, bedeli olan paranın fakirlere verilmesi
gerekir.
2- Nafile Kurban: Adak ve yıllık kesilen kurbanın dışında Allah rızası için kesilen kurbandır. Sahibi ve yakınları yiyebilir.
Eti Yenen ve Yenmeyen Hayvanlar
Başta domuz olmak üzere yaratılışında iğrençlik ve aşağılık bulunan
fare, akrep, kene, kaplumbağa; tırnaklarıyla kapıp avlayan çaylak,
kartal, şahin, karga; azı dişleriyle kapıp avlayan aslan, kaplan, pars,
kurt vs. gibi hayvanların etleri yenmez. Eti helal olup da pislik yiyen
hayvanların etlerinin yenebilmesi için tavukların üç gün, koyunların
dört gün, sığırların ve develerin on gün hapsedilmesi gerekir. Suda
yaşayan her çeşit balık eti yenilir. Yengeç, istakoz, midye gibi
hayvanlar yenmez.
YEMİN VE KEFFARETİ
Yemin; "bir işi yapmak veya yapmamak hususunda iddiaya kuvvet vermek
için Allah adına kasem"den ibarettir. Türkçe karşılığı "and"dır.
Yeminin hükmü örfde kullanılan sözlere göredir. Yoksa onu söyleyenin niyetine göre değildir.
Yemin çeşitleri:
1- Yemin-i Lağv: Yanlışlıkla veya doğru olduğu zannıyla yalan yere
yapılan yemindir. Bir kimsenin borcunu ödememiş olduğu halde ödediğini
sanarak "vallahi borcunu ödedim" diye yemin etmesi böyledir. Bu çeşit
yeminlere keffaret gerekmez, affolunacağı umulur.
2- Yemin-i Gamus: Yalan yere bile bile yapılan yemindir. Borcunu
ödemediğini bildiği halde "Vallahi borcumu ödedim" diyen kimsenin
yeminidir. Bu büyük günahtır. Keffaret yeterli olmaz. Bağışlanması için
tevbe istiğfar, kul hakkı geçmişse helalleşmek gerekir.
3- Yemini Münakide: Gelecekte olması mümkün olan bir şeye yapılan
yemindir "Vallahi borcumu yarın vereceğim" diyen kimsenin yeminidir.
Yemine uyulursa bir şey gerekmez, uyulmazsa keffaret gerekir.
Yeminin Keffareti
1- Müslüman olsun olmasın bir köleyi serbest bırakmak,
2- On fakiri sabahlı akşamlı doyurmak veya on fakiri giydirmek, eğer bunlara gücü yetmiyorsa
3- Peş-peşe üç gün oruç tutmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder